Dalmaçya kıyılarının zengin tarihi ve kültürüne dalmış olan Split’in Eski Kenti, yaşayan bir açık hava müzesidir ve şehrin atan kalbini oluşturur. Kökenleri, Roma İmparatoru Diocletianus’un muhteşem emeklilik sarayını burada inşa etmeye karar verdiği MS 4. yüzyıla kadar uzanıyor.
Bugün, Split’in Eski Kenti sadece Roma mimari sanatının bir kanıtı değil, aynı zamanda farklı dönemlerden kültürel etkilerin kaynaştığı bir potadır.
Venedik saraylarından ortaçağ kiliselerine ve Avusturya-Macaristan mimarisinin etkilerine kadar, Split’teki her taş farklı bir dönemi yansıtıyor.
Bu nedenle Split’in Eski Kenti sadece tarihi keşifler için bir yer değil, aynı zamanda geleneksel kafelerin çağdaş sanat galerilerinin yanında yer aldığı ve sokak müzisyenlerinin şehrin mirasını canlı tuttuğu canlı bir modern yaşam merkezidir.
Bu nedenle Split’in Eski Kenti’ne yapılacak bir ziyaret, ziyaretçileri tarih ve günümüzün benzersiz bir şekilde birleştiği bir dünyaya götüren bir zaman yolculuğudur.
Ücretsiz iptal
Başlangıç saatinden 24 saat öncesine kadar tam para iadesi ile iptal edin
Split’in Eski Kenti’nin kalbinde yer alan Diocletianus Sarayı, etkileyici tarihi ve çeşitli mimari özellikleri ile ziyaretçileri büyüleyen bir mimari başarı ve UNESCO Dünya Mirası Alanı’dır.
Aslen 4. yüzyılın başlarında Roma İmparatoru Diocletianus tarafından bir emeklilik konutu olarak inşa edilen bu anıtsal kompleks, bir zamanlar tam bir Roma kalesi olan bir alanı kaplamaktadır.
Bugün saray, tarihi mimarinin şehir yaşamına kusursuz bir şekilde uyum sağladığı Split’in canlı merkezini oluşturuyor.
Sarayın en önemli parçası, bir zamanlar imparator için bir resepsiyon alanı olarak hizmet veren, iyi korunmuş sütunlar ve kemerlerle çevrili açık bir avlu olan Peristyle’dir.
Bugün, tarihi atmosferin ve düzenli olarak gerçekleşen kültürel etkinliklerin tadını çıkaran hem yerli halk hem de turistler için popüler bir buluşma yeridir.
Bir diğer önemli nokta ise Aziz Petrus Katedrali’dir.
Diocletianus’un eski türbesinde bulunan Domnius.
Salona’nın şehidi ve ilk piskoposu Sveti Duje’ye adanan bu katedral, aslen Roma ve daha sonra eklenen ortaçağ yapılarının bir karışımı ile etkileyicidir.
Bitişikteki çan kulesi, şehrin ve denizin mükemmel manzarasını sunar ve her ziyaretçinin mutlaka görmesi gereken bir yerdir.
Unutulmaması gereken, etkileyici korunmaları ve yerel zanaatkarlar ve hediyelik eşya satıcıları için bir pazar yeri ve sergi mekanı olarak mevcut kullanımları ile tanınan sarayın mahzenleri olan Podrumi’dir.
Sarayın ünlü Altın Kapı da dahil olmak üzere çeşitli kapıları, Roma döneminin savunma mekanizmaları ve mimarisi hakkında büyüleyici bilgiler sunuyor.
Kompleksin kuzeyinde yer alan Altın Kapı, özellikle etkileyici mimarisi ve bir zamanlar girişi korumaya yarayan heykelleri ile tanınır.
Domnius ve çan kulesi
Split’in Eski Kenti’nin kalbinde yer alan St. Domnius Katedrali, orijinal yapısında hala kullanımda olan dünyanın en eski Katolik katedrallerinden biri olarak kabul edilir.
Aslen Roma İmparatoru Diocletianus için bir anıt mezar olarak inşa edilen bu etkileyici yapı, erken bir Hıristiyan şehidi olan Aziz Domnius’un kalıntılarının buraya getirilmesinden sonra 7. yüzyılda bir katedrale dönüştürülmüştür.
Katedral sadece uzun tarihi ile değil, aynı zamanda mimari özellikleri ile de dikkat çekicidir.
Ziyaretçilere açık olan ve Split Old Town’daki en popüler cazibe merkezlerinden biri olan etkileyici çan kulesi özellikle dikkat çekicidir.
Çan kulesinin tepesine tırmanmak zorlu olsa da, basamaklar dik ve kısmen yıpranmış olduğu için çabaya değer: ziyaretçiler Split’in çatılarının, masmavi denizin ve çevredeki dağların muhteşem manzarasıyla ödüllendiriliyor.
Aziz Katedrali ziyareti.
Domnius ve özellikle çan kulesine tırmanmak, muhteşem panoramik manzaraların keyfini çıkarırken Split’in tarihini ve kültürünü derinlemesine araştırmak için eşsiz bir fırsat sunuyor.
Aslen 3. yüzyılda inşa edilen bu tapınak, Roma tanrısı Jüpiter’e ibadet etmek için kullanılıyordu.
Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden ve ardından Hıristiyanlığın yayılmasından sonra, tapınak bir Hıristiyan vaftizhanesine dönüştürüldü ve orijinal süslemelerinin çoğu kaldırıldı veya değiştirildi.
Tapınağın en dikkat çekici sanatsal özelliklerinden biri, girişin önünde duran bir Mısır sfenksidir.
Romalıların Mısır sanatını Avrupa’ya getirdiği bir zamandan kalma bir kalıntı olan bu Sfenks, Roma İmparatorluğu’nun geniş kapsamlı kültürel bağlantılarını vurgulamaktadır.
İyi korunmuş antik revaklı ve etkileyici beşik tonozu ile karakterize edilen Jüpiter Tapınağı, Split’te önemli bir tarihi ve turistik yer olmaya devam ediyor.
Ziyaretçiler, duvarları süsleyen ve antik dünyanın sanatsal ifadesine bir bakış sunan süslü oymalara ve kabartmalara hayran kalabilirler.
Tarihi önem ve sanatsal güzelliğin bu kombinasyonu, Jüpiter Tapınağı’nı Split Eski Kenti’ne yapılacak herhangi bir ziyaretin vazgeçilmez bir parçası haline getiriyor.
Kafeler, mağazalar ve muhteşem deniz manzarası ile çevrili bu sahil, şehrin canlı enerjisini hissetmek için mükemmel bir yerdir.
Split’teki Riva sahili, şehrin canlı kalbidir ve bölgenin sosyal yaşamında merkezi bir rol oynar.
Bu büyüleyici gezinti yolu, hem yerli halk hem de turistler için popüler bir buluşma yeridir.
Yemyeşil palmiye ağaçlarıyla çevrili ve tarihi binalarla çevrili Riva, günlük yaşama ve burada meydana gelen birçok etkinliğe pitoresk bir fon sağlar.
Riva’yı ziyaret edenler, yerel ve uluslararası yemekler sunan çeşitli kafe, bar ve restoranları keşfedebilir.
Riva, özellikle gezinti yolunun çeşitli kültürel ve müzikal etkinliklere sahne olduğu yaz aylarında canlı atmosferi ile tanınır.
Nefes kesen bir konum, zengin gastronomik teklif ve canlı kültürel manzaranın birleşimi, Riva’yı Split’in Eski Kenti’ne yapılacak herhangi bir ziyaretin vazgeçilmez bir parçası haline getiriyor.
Şehrin yaşayan denizcilik mirasını somutlaştırıyor ve gelenek ile modernliği benzersiz bir şekilde birleştiren sembolik bir yer olmaya devam ediyor.
Cumhuriyet Meydanı, Split’in Eski Kenti’ndeki en belirgin ve önemli meydanlardan biridir.
Bu geniş meydan, 19. yüzyılda inşa edilmiş etkileyici neoklasik binalarla çevrilidir ve İtalyan meydanlarının ihtişamını ve mimarisini güçlü bir şekilde anımsatan büyüleyici bir ambiyans sunar.
Cumhuriyet Meydanı, kültürel etkinlikler, konserler ve festivaller için popüler bir mekandır ve bu da onu Split’te canlı bir sosyal yaşam merkezi haline getirir.
Cumhuriyet Meydanı çevresinde, şehrin zengin geçmişine dair derin bilgiler sunan çok sayıda tarihi bina bulunmaktadır.
Bunların arasında, eski saraylardan birinde yer alan ve Split tarihi ile ilgili geniş bir eser ve sergi koleksiyonu sunan Split Şehir Müzesi de bulunmaktadır.
Cumhuriyet Meydanı’nın yanı sıra Split’in Eski Kenti’ndeki diğer önemli meydanlar da kültürel ve sosyal açıdan büyük önem taşıyor.
Split’in en eski ve en büyük meydanı olan Pjaca Meydanı (Halk Meydanı), şehrin sosyal ve mimari kalbine büyüleyici bir bakış daha sunuyor.
Bu meydanlar sadece önemli sosyal ve kültürel merkezler değil, aynı zamanda Split’in geçmişinin ve bugününün yaşayan tanıklarıdır ve ziyaretçileri tarihi canlı bir şekilde deneyimlemeye ve tadını çıkarmaya davet eder.
Split’i ziyaret etmek için en uygun zaman ilkbahar (Mayıs-Haziran) ve sonbaharın başlarıdır (Eylül-Ekim).
Bu aylarda hava hoş bir şekilde ılıktır, ancak çok sıcak değildir ve şehir en yoğun yaz aylarına göre daha az kalabalıktır.
Bu, Split’in eski kentini ve diğer ilgi çekici yerlerini daha rahat bir şekilde keşfetmenizi sağlar.
Split’i, özellikle de büyüleyici Eski Kenti’ni ziyaret etmek, bu eşsiz şehrin zengin tarihi ve canlı kültürü arasında bir yolculuktur.
Split’teki konaklamanızdan en iyi şekilde yararlanmak için en az üç ila dört gün planlamanız önerilir.
Bu size hem ünlü tarihi mekanları keşfetmek hem de modern şehir hayatının tadını çıkarmak için bolca zaman verecektir.
Antik kalıntılar, Orta Çağ binaları ve modern tesislerin karışımı, Split’in Eski Kenti’ni dinamik ve büyüleyici bir yer haline getiriyor. Çok sayıda kültürel etkinlik, sokak sanatçıları ve canlı pazarlar canlı atmosfere katkıda bulunur ve her ziyareti benzersiz bir deneyim haline getirir.
Hırvatistan’daki şık tatil evlerimizden birinde deniz kenarında mükemmel bir Hırvatistan tatili yaşayın. Havuzlu bir Hırvatistan tatil evi, güneş altında dinlendirici günler geçirmek için ideal olan lüks bir inziva yeri sunar. Hırvatistan’da havuzlu bir villa tercih ederseniz, arzulanan hiçbir şeyi bırakmayacak birinci sınıf seçenekler mevcuttur. Ayrıca, köpeğinizle dinlendirici bir Hırvatistan tatili için size ve dört ayaklı arkadaşınıza keyifli bir konaklama garantisi verecek çok sayıda evcil hayvan dostu konaklama yerimiz bulunmaktadır.